11/09/2024

DP Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Haydar Altıntaş: 12 Eylül halk iradesine yapılan en acımasız müdahalelerden biri olarak zihinlere kazınmıştır.




 

 

12 Eylül, yalnızca hürriyetçi demokrasi anlayışımıza kast eden bir darbe değil, aynı zamanda ülkemizin toplumsal dokusunu, bireylerin hak ve özgürlüklerini hedef alan, toplumsal hafızamızda derin yaralar açan bir kırılma noktasıdır.

 

 

Bu tarih, halk iradesine yapılan en acımasız müdahalelerden biri olarak zihinlere kazınmıştır. 

 

Darbe, sadece mevcut siyasi yapıyı ortadan kaldırmakla kalmamış, ülkenin geleceğine karanlık bir gölge düşürmüş, toplumu baskı altına alarak düşünce özgürlüğünü, basın hürriyetini ve örgütlenme hakkını ciddi şekilde zedelemiştir.

 

12 Eylül sonrasında hangi siyasi hareketlerin güç kazandığını, hangi seslerin susturulduğunu ve kimlerin bu darbeden fayda sağladığını dikkatle incelemek, ülkemizde demokrasi ile otoriterlik arasındaki fay hattının nereden geçtiğini anlamak açısından kritik öneme sahiptir. 

 

Darbenin sonuçları, toplumun geniş kesimlerinde korku ve baskı yaratırken, otoriter yapılar güçlenmiş ve halkın taleplerini göz ardı eden bir sistem inşa edilmiştir. 

 

Bu süreçte, insan haklarına, adalete ve hukukun üstünlüğüne duyulan güven derinden sarsılmış, on binlerce insanın hayatı altüst olmuştur.

 

Siyasi baskılar, gözaltılar, işkenceler ve haksız tutuklamalarla dolu bu karanlık dönem, sadece bir yönetim değişikliği değil, toplumsal barışı, kardeşliği ve halkın öz iradesini hiçe sayan bir rejim inşası olarak tarihe geçmiştir. 

 

Bu vesileyle, darbeci, baskıcı ve yasakçı zihniyeti bir kez daha en güçlü şekilde kınıyor; toplumumuzun hak, adalet ve özgürlük arayışını baltalayan her türlü girişimi lanetliyorum. 

 

Demokrasiye olan inancımızı güçlendirmek, insan haklarına saygıyı pekiştirmek ve hukuk devleti ilkelerini yeniden tesis etmek için bu karanlık mirasın acılarından dersler çıkartmak zorundayız. 

 

Şüphesiz ki, özgür ve adil bir toplum ancak demokrasimize her zamankinden daha güçlü sarılarak ve özgürlük mücadelesini tüm baskılara rağmen sürdürerek mümkün olacaktır.