15/12/2021

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, 2022 Bütçesinin görüşüldüğü TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada eleştirilerde bulundu




“Bu kadar kısa süreye bu kadar büyük gafleti nasıl sığdırdınız?”

 

“Bütçe görüşmeleri adeta bir usulü tamamlama işlemine dönüştü”

 

 

 

(DP Basın Merkezi -13 Aralık 2021) Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, 2022 Bütçesinin görüşüldüğü TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada eleştirilerde bulundu.

 

Genel Başkan Uysal, bütçe üzerine yaptığı konuşmada, Ömer Seyfettin'in Balkan Harbi Hatıraları'nda yazdığı, Abdülhamit Han'ın tarihe geçmiş "Bu kadar kısa süreye bu kadar büyük gafleti nasıl sığdırdınız?" sözünü hatırlatarak iktidarın başta ekonomi olmak üzere politikalarına gönderme yaptı.

 

Ülkenin iktidar değişikliğine ihtiyacı olduğunu belirten Demokrat Parti genel başkanı Gültekin Uysal’ın TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma şöyle:

 

“Bütçenin geneli üzerine görüşmelerde bize söz vermediler”

 

Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.

 

Adalet ve Kalkınma Partisinin 20'nci bütçesini konuşuyoruz. Elbette bu bütçe vesilesiyle, neredeyse 4 tane beş yıllık kalkınma planına denk gelen bir süreyi de konuşuyoruz. Bütçenin geneli üzerine yapılan görüşmelerde Meclisimizin demokrasi genişlemesi vesilesiyle bizlere söz vermediler. O değerlendirmelerimi de şimdi paylaşmak isterim.

 

“Bütçe görüşmeleri adeta bir usulü tamamlama işlemine dönüştü”

 

Değerli milletvekilleri, kötü bir yönetimin neticesini Meclisimiz her noktada yaşıyor. Belki de  bir bütçenin başına gelecek en kötü şey, görüşüldüğü dönem içerisinde, ekonomideki altüst oluş dolayısıyla bütün faiz, döviz, enflasyonla ilgili baz aldığı öngörülerinin çökmesi sonrası âdeta bir usulü tamamlama işlemine dönüşmesidir.

 

Cumhurbaşkanlığı adına sunuş yapan başta Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Oktay ve AK Parti adına genel görüşmelerde değerlendirme yapan Sayın Kurtulmuş'un sözlerine bakınca bu 19 yılı adeta tekzip eden beyanlarına rastladık.

 

“Ülke ucuz mal cenneti oldu”

 

Özellikle Sayın Kurtulmuş, neredeyse HAS Parti Genel Başkanı olarak Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 19 yıldır uyguladığı ekonomi politikalarını esaslı bir şekilde eleştirerek bu zamana kadar uyguladığı yüksek faiz, düşük kur politikasıyla beraber bu ülkenin ucuz mal cenneti olduğunu kendileri ifade ettiler.

 

Kendilerine "geçmiş arıyoruz" diyerek, "gömlek değiştiriyoruz" diyerek çıktıkları yolda bugün, geçmişlerini de inkar ettiklerini görüyoruz. Bir taraftan, işlerine gelince "ekonomide başarılıyız" diyeceksiniz, sonra, o dönemle ilgili görev yapan Sayın Bakana "boş teneke" diyeceksiniz.

 

“Hala birtakım mazeretlere sığınıldığını görüyorum”

 

Bunca zamanı değerlendirdiğimizde Adalet ve Kalkınma Partisi’nin her açıdan demokrasi ufkunu, hukuk ufkunu, ekonomiyle ilgili ufkunu, FETÖ'yle mücadeledeki ufkunu, uluslararası politikadaki ufkunu velhasıl bütün cepheleriyle görme imkanı bulduk.

 

Milletimiz, mazeret bırakmayacak şekilde yetki istediniz, yetki verdi, yetki yetmedi; Anayasa'yı değiştirecek güç istediniz, onu verdi, o da yetmedi; mutlak bir iktidar istediniz, sözünüz kanun haline gelecek, o yetkiyi de verdi. Sıfır denetim, sınırsız yetkiyle bugün geldiğimiz noktada hala birtakım mazeretlere sığınıldığını görüyorum.

 

“Para sayma makinalarının montaj olmadığını, olan bitenin dış güçlerle ilgili olmadığını öğrendik, teşekkür ederim”

 

Bu vesileyle iki Bakanınıza da teşekkür etmek isterim: Teşekkürün birisi, kendisinden önceki İçişleri Bakanının evladının evinde çıkan para sayma makinelerini (biz montaj diyorduk, öyle biliyorduk) kendisi teyit etmesinden dolayı. İkincisi de yeni Maliye Bakanına; olan bitenin dış güçlerle ilgili olmadığını ifade ettiler. O açıdan, bugün birtakım hamasi söylemlerle bu çürümüşlüğü, bu yanlışları, şahsi birtakım tezleri neredeyse devletin ekonomi politikası hâline getirerek uygulamaları, kendilerinin de hatalarının olduğunu ifade eder hale geldiler.

 

Bugün maalesef, dışarıdan da içeriden de baktığımızda istikametini kaybetmiş bir Türkiye fotoğrafı görüyoruz. İktisadi olarak yaşadığımız şu kısa dönemdeki olan bitenlere bakıyoruz.... Bizler buralarda otururken binlerce insanın işini kaybettiği, binlerce insanın iş yerini kapatmak mecburiyetinde kalacağı bir süreci de konuşuyoruz.

 

“İki büyük tarihi ve stratejik kırılmaya vesile olduk”

 

Beraberinde dış politikamızda da pek çok açıkla karşı karşıyayız. Kudret kapasitemizi aşan, amaç araç uyumu olmayan politik tercihlerimizle, maalesef, özellikle hatalarla iki büyük tarihi ve stratejik kırılmaya vesile olduk.

 

Birincisi, Suriye'de tercih edilen siyaset. "rejim değiştireceğiz" diyerek çıkılan yolda iktidar boşluğu doğması sebebiyle neredeyse bir PKK devletinin büyük ölçüde Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yanlış tercihleri dolayısıyla kuruluyor olduğunu görüyoruz.

 

İkinci büyük tarihi kırılma ise; sıcak denizlere inme hayali kuran Rusya, bugün bu ülkede kalıcı komşumuz hâline gelmiştir ve çıkış garantilerini almadığı hiçbir değişime asla ve kata müsaade etmeyecektir.

 

“Bu kadar kısa süreye bu kadar büyük gafleti nasıl sığdırdınız?”

 

Bu açıdan bakınca Abdülhamit Han'ın tarihe geçmiş bir sözüyle sözlerimi toparlamak isterim.

Balkan Harbi sonrası ana karayla Selanik'in arası kesilmiş, Alman zırhlısıyla kendisi tahliye edilecek, tahliye etmeleri gerektiği kendisine aktarıldığında tarihe geçmiş bir sözü vardır, Ömer Seyfettin'in Balkan Harbi Hatıraları'nda yazar; "Bu kadar kısa süreye bu kadar büyük gafleti nasıl sığdırdınız?" demiştir. Milletlerin ve toplumların hayatında on yıl, yirmi yıl kısa bir an mesafesindedir. Türkiye'yi bütün bu açılardan değerlendirdiğimizde bugün içeriden ve dışarıdan operasyona açık hale gelmiş olması, bir büyükelçimizin ifadesiyle "Birinci Dünya Savaşı öncesi her gün çıkıyoruz, bir ittifak arıyoruz, bulamıyoruz." dediği gibi bir açmaz ile karşı karşıyayız.

 

Bütün bu açılardan baktığımızda iktidarın söyleyecek sözünüzün kalmadığını, uygulanacak programlarının kalmadığını görüyoruz. Bir 5 yıl daha milletimiz size yetki verse bunca zaman başaramadığınız ve sistematik çöküş yaşadığımız hangi sahada hangi parametreleri düzelteceksiniz?

 

“Türkiye’nin iktidar değişikliğine ihtiyacı vardır”

 

Bütün bu olumsuzluklara rağmen yeniden herkesin hukukundan emin olduğu bir Türkiye'yi, herkesin eşit fırsatlara sahip olduğu güçlü, müreffeh bir Türkiye'yi kurmak hepimizin idealidir. Ülkenin bir büyük iklim değişikliğine ihtiyacı var, bu iklim değişikliğinin de ana kaldıracı iktidar değişikliğidir. Bu sürenin uzaması milletimizin ödeyeceği bedeli katmerlendirecektir.

 

Bu vesileyle tekrar yoklukla malul hale gelmiş bütçenin hayırlı olmasını temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.